Wolfenstein serisi Wolfenstein 2: The New Colossus ile beraber artık çıkışı olmayan bir yola saptı. Eski ruhunu kaybeden seri özellikle son oyunuyla beraber hikaye bazında özensizliğini fazlasıyla hissettiriyordu demek yanlış olmazdı sanırım.
Sakın beni yanlış anlamayın, BJ Blazkowicz hala oldukça derin ve ilginç bir karakter ancak iş yan kadroya ve detaylara geldiği zaman durum biraz değişiyor. Monoton oynanışı, mekan tasarımları seriye karşı bir Call of Duty bakışı atmamıza zemin hazırlıyordu.
//www.youtube.com/embed/SNpgKytPcc4″ width=”655″ height=”367″ allowfullscreen=”allowfullscreen”>
Wolfenstein: Youngblood İnceleme!
Wolfenstein: Youngblood duyurulduğu zaman, MachineGames’in BJ’i bir süreliğine rafa kaldırması açıkçası beni mutlu etti. Efsanevi figür yerine onun çocuklarına odaklanmak ve bir adım öteye geçmek, kaçınılmaz Wolfenstein 3’ü güçlendirebilecek bazı yeni fikirler verebilirdi bizlere.
Bunu bir co-op oynanışla sunmakta, 2’nin monoton ve özensiz öykü dizaynına ve oynanışına karşı daha güçlü bir odaklanma olanağı sağlayabilirdi. MachineGames bunu kesinlikle Youngblood ile kısmen başardı da.
Peki Wolfenstein: Youngblood bizlere neler sunuyor? Oyuncuların Wolfenstein evrenine bir kez daha girmesi için sebep veriyor mu yapım bizlere?
BJ Blazkowicz hangi cehennemdesin?
Oyun 1980 yılında, BJ Blazkowicz’in ikinci Amerikan Devrimi’ni ateşlediği Wolfenstein 2: The New Colossus’tan 19 yıl sonrasında geçiyor. Nazi işgali altındaki Paris’e göreve giden BJ Blazkowicz ortadan kaybolmuş durumda.
Hayatı cephelerde geçmiş babalarının yıllarca eğitip yol gösterdiği ikiz kardeşler Jess ve Soph için ise artık harekete geçme vakti gelmiş durumda. Hikayemiz genel olarak bu yönde ilerliyor.
Toplamda dört ayrı Paris semtinde geçen oyunumuz diğer yapımlara ek olarak devasa bir açık dünya ortamı da sunuyor bizlere. Görevler, asla standart bir yol üzerinden yürümüyor. Hedefinize birçok yönden ulaşabiliyorsunuz. Youngblood’ın en sevdiğim yönlerinden biri de bu oldu.
Özellikle oyundan zevk almak istiyorsanız yanınızda bir partneriniz olsun. A Way Out yapımında olduğu gibi oyuna sahip olmayan bir arkadaşınızı davet edebiliyor ve beraber maceraya atlayabiliyorsunuz. (Bu özellik için Deluxe Edition’a sahip olmanız gerekmektedir.)
Tek başınıza oynarken görevler biraz daha basit yönde ilerliyor. Ancak yanınızda bir arkadaşınız olduğu zaman daha zorlu ve sıkı rakipler sizleri bekliyor olacak. İşin tadı da burada. MachineGames co-op sistemini oyuna iyi yedirmiş.
Temiz ve sorunsuz bir şekilde co-op deneyimi yaşamak açıkçası beni mutlu etti.
Bu işi tamamlamak için seviyen yeterli mi?
Youngblood içerisinde bir seviye sistemi barındırıyor. Karakteriniz ile beraber görevleri tamamlayarak veya düşmanları ortadan kaldırarak XP kazanıyor ve bu XP’ler sayesinde üç farklı yetenek dalında farklı özellikleri aktif edebiliyorsunuz.
Buna ek olarak karakterinizi ve silahlarınızı dilediğiniz gibi kişiselleştirebilirsiniz.
Bunun için oyun içerisinde gümüş paraları toplayarak veya öldürdüğünüz düşmanları yağmalayarak gerekli kaynakları elde edebiliyorsunuz. Bu paralar ile yeni kaplamalar, kostümler ve silah geliştirmeleri gibi kozmetik ve etkili parçalara sahip olabilirsiniz.
Seviye sistemi yetenek ağacı dışında görevler içinde geçerli. Maalesef seviyenizin yetmediği görevlere elinizi kolunuzu sallayarak giremiyorsunuz. Denemeye bile kalkmayın derim.
Oyunun büyük bir kısmında etkileyici hikaye anlatımı beklemeniz biraz yanlış olur. İkizler her ne kadar eğlenceli dursalar bile bizlere pek bir şey katmıyorlar. Yinede serinin geleceği adına MachineGames yeni tadlar ortaya sunmuş durumda.
Oyuna ilk giriş yaptığınız zaman oynanış ve dizayn adına gelişmeleri net bir şekilde görebiliyorsunuz. Oyuncuların Wolfenstein: Youngblood bölüm tasarımlarında Dishonored oyunlarından pek çok benzerlik göreceğini düşünüyorum.
Eh işin içinde Arkane Studios’un da bulunduğunu belirtmeden geçmek istemem.
Silahının adını söyle düşmanını işaretleyeyim!
Buna ek olarak düşman sağlık barlarının, kendilerine daha fazla etki gösteren silahlar ile birlikte ikiye ayrılmış olması da seriye eklenen yenilikler arasında yer alıyor.
Youngblood, The New Colossus’tan aldığı bazı ana temeller mevut. Ancak bunu bir üst seviyeye taşımak asıl Youngblood’ı başarılı kılan şey. Sonraki oyunda daha da geliştirilmiş bir oynanışla karşılaşacağımıza eminim.
Hikaye ve yan görevlerle beraber toplamda 25-30 saat civarı sürede bir oynanış sunuyor yapım bizlere. Ayrıca hikaye modunu tamamladıktan sonra zaman ayırabileceğiniz meydan okumalar da oyunda sizleri bekliyor. Bu görevler ile beraber oynanış sürenizi daha da fazla artırabilirsiniz.
Fiyatına göre Youngblood oldukça eğlenceli bir içerik sunuyor oyunculara. Tek üzüldüğüm nokta hikayenin biraz ikinci plana atılmış olması. MachineGames’in özellikle 3. oyunda karşımıza sağlam bir hikaye ile çıkması gerekecek.
ARTILAR: Oynanış – Müzikler
EKSİLER: Grafik – Hikaye
Peki ya siz Wolfenstein: Youngblood hakkında ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlar kısmından bizlerle paylaşmayı unutmayın.
Days Gone İnceleme!Oyun
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.